GERİ

Samandağ İlçesi


SamandaÄŸTürkiye'nin güneyinde, Hatay ilinin ilçelerinden biri.

CoÄŸrafya

 
Åžehrin Akdeniz kıyısından görünümü

SamandaÄŸ; Musa Dağı, KeldaÄŸ ve Saman Dağı arasında bulunan, Asi Nehri'nin Akdeniz'e döküldüÄŸü noktada oluÅŸmuÅŸ deltada kuruludur. 446 km²'lik yüzölçümüne sahip ilçede baÄŸlı belediye sayısı 12, köy sayısı 31'dir.

Tarih

MÖ VII. yüzyılda Yunanlar, Asi Nehri'nin döküldüÄŸü bölgede Al Mina Limanı kurulmuÅŸtur. Gemiler, nehir boyunca ilerleyip Antakya'ya varabiliyordu ve böylece liman önemini uzun yıllar korumuÅŸtur. MÖ 300 yılında Büyük Ä°skender'in ünlü generali, Selevkos I. Nikator tarafından kurulan Selevkos Ä°mparatorluÄŸu'na bir süre baÅŸkentlik yapmak üzere liman ÅŸehri olarak Seleucia Pieria bugünkü adıyla Çevlik kurulmuÅŸtur. Ancak denizden gelecek saldırılara karşı Selevkos I. Nikator Antioch (Antakya) ÅŸehrini kurarak baÅŸkenti buraya taşımıştır.

Roma Ä°mparatorluÄŸu döneminde imparator Vespasianus, limanı sel sularından korumak üzere daÄŸlarda tüneller yaptırmaya baÅŸlar. Yüz yılı aÅŸkın bir süre boyunca yapımı sürdüÄŸü sanılan tüneller, oÄŸlu Titus tarafından tamamlanmıştır. XIV. yy'a kadar Selçuklu, Fatımiler ve Memlük egemenlikleri altında kalmıştır. 1516'da Osmanlı hakimiyetine geçen SamandaÄŸ, I.Dünya Savaşından sonra Fransızların idaresinde Ä°skenderun Sancağı içerisinde kalmıştır. Hatay Devleti'nde nahiye olarak kalan SamandaÄŸ, 23 Temmuz 1939'da Hatay'ın anavatana ilhakıyla Türkiye'ye katılmıştır.

1948'de eski adı Süveydiye, SamandaÄŸ olarak deÄŸiÅŸtirilerek ilçe olmuÅŸtur.

Etnik Yapı ve Din

SamandaÄŸ etnik olarak Arapların, Ermenilerin ve Türkmenlerin yaÅŸadığı bir bölge olmakla beraber Araplar çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturur. Dinsel ve mezhepsel olarak ise Nusayri (Arap Alevisi) baÅŸta olmak üzere Sünni, Hıristiyan Ortodoks, Hıristiyan Katolikler ve Gregoryenler gibi çeÅŸitli inanç grupları bulunmaktadır. SamandaÄŸ'daki Arapların büyük bir kısmı mezhepsel olarak Nusayridir. Arapların içinde önemli bir nüfusta Hıristiyan Ortodoks ve Protestan Araplar da mevcuttur. Bunun yanında çok az sayıda da olsa Türkmen ve Türk aileler de bulunur. Ayrıca bölgede bulunan her inançtan insanlar dindar olup dinlerine baÄŸlıdırlar.

SamandaÄŸ halkı aynı coÄŸrafya olan ancak 1920'lerde sınır çizilirken ikiye bölünen ve bir kısmı Türkiye'de bir kısımı ise Suriye'de kalan sınır bölgeleriyle akrabalıkları mevcuttur. SamandaÄŸ'da herkes birbirinin milliyetine ve dinine büyük saygı gösterir. Dünyada Ermenistan dışındaki tek Ermeni mahallesi, SamandaÄŸ'a baÄŸlı olan Vakıflı'dır.

Diller dillere, çan sesleri ezan sesine, bayramlar bayramlara karışır; en çok bayram burada kutlanır. Ramazan ve Kurban Bayramlarının, Noel ve Meryem Ana Yortularının, Gadir Hum Bayramlarının sevincine tüm SamandaÄŸlılar katılır. KomÅŸular birbirlerine "Allah herkese kendi dininde yardımcı olsun" derler. SamandaÄŸ'da 350 Arap Ortodoks ailenin yaÅŸadığı Cemal Gürsel(Zeytuniya) Mahallesi`nde birbirine yakın mesafede iki Arap Ortodoks Kilisesi var. 12.yy yapısı kiliselerden Aziz Ä°lyas Kilisesi demir parmaklıklarla çevrilmiÅŸ bir avlunun, Meryem Ana Kilisesi ise Ortodoks Mezarlığı`nın içinde. Her ikisi de son derece bakımlı ve ibadete açık.

Seleucia Pieria'nın Şehir Yapısı

Seleucia Pieria'nın ÅŸehir yapısı konumu nedeniyle iki bölümden oluÅŸuyordu. Yukarı ÅŸehir ve aÅŸağı ÅŸehir olarak adlandırılan bu bölümler ÅŸehrin kurulduÄŸu bölgedeki arazi yapısı bunu mecburi kılıyordu. Yukarı ÅŸehir dağın üst yamacında yer alıyordu. (Bugün Kapısuyu mahallesinin bulunduÄŸu bölge) Denizden yaklaşık 30 metre yüksekliÄŸinde imalathaneler, mabetler ve resmi binalar burada kurulmuÅŸtu. Dağın güney-batı tarafında dik kayalıklar ÅŸehri aÅŸağıdaki bölümden ayırıyordu. AÅŸağı ÅŸehirle buradaki baÄŸlantıyı dik kayalıklara oyulmuÅŸ ve 7-8 kiÅŸinin yan yana yürüyebileceÄŸi muazzam merdivenler saÄŸlıyordu. (Merdivenler hala sapasaÄŸlam durmaktadır ve görülebilecek durumdadır. Merdivenden biraz önce sol tarafta kayanın içine oyularak yapılan, bekçi odası olarak kullanılmış olması muhtemel bir maÄŸara vardır. Burası daha sonra rahiplerin oturduÄŸu yer olarak kullanılmıştır.) AÅŸağı ÅŸehir liman çevresinde kurulmuÅŸtu. Liman tesisleri yanında pazar, çarşı, dükkanlar ve zanaatkarlar burada bulunmaktadır. Aynı zamanda büyük bir hamam ve küçük bir tiyatro yer almaktadır. Burası ÅŸehrin en canlı en hareketli yeridir. Ä°hracat ve ithalat merkezi olduÄŸu için büyük depolar, ayrıca gemi onarımı için küçük bir tersane inÅŸa edilmiÅŸti.

Teraslarda zemini mozaikle kaplı lüks Roma villaları yer alıyordu. Åžehrin surları içinde yer alan liman bir boÄŸaz ile denize baÄŸlıydı.

AÅŸağı ÅŸehirle, yukarı ÅŸehir arasında bulunan kapı dahilen iki burçla dar bir geçidi ihtiva etmektedir. Bunu burcun kalan izlerinden anlamak mümkündür. Surun kalınlığı 4 metredir. Åžehrin tamamı bir surla çevrilidir. Bu surun uzunluÄŸu 12,5 km'yi bulur. Bu duvarlardan günümüze çok az bir kısmı kalmıştır. Bazı yerlerde kalıntı izleri durmasına raÄŸmen duvarın büyük bölümünü oluÅŸturan taÅŸlar eski evlerde kullanıldığından bugün sadece izi kalmıştır. Uzaktan bakıldığında rahatlıkla sur izleri görülebilmektedir. Çevre duvarları içerisinde kalan liman 16 hektardır. (160 dönüm)

Åžehrin 3 büyük kapısı vardır. En güneydeki kapı ÅŸehrin pazar kapısı olarak adlandırılmış, surların dibindeki kapı orta kapısı olarak kullanılmıştır. Bu kapı surların dibindeki kapı olarak Bab el- Kils (kireç kapısı) ve kral kapısı olarak bilindiÄŸine dair görüÅŸler vardır. Åžehrin içinden geçen suyun surlardan çıktığı yerdeki kapıya Bab el-Mina (liman kapısı) denmektedir. Bu kapının pazar kapısı gibi ÅŸimdi yıkılmış olan iki büyük kulesi vardı. Biraz daha kuzeyde üçüncü bir kule inÅŸa edilmiÅŸ ve ÅŸehrin iç tarafında uzun bir yapı savunma için yapılmıştır. Yukarı ÅŸehrin uzun duvarında yalnız bir kapı (Bab el-hava) yapılmıştır. El Kabusiye ( Kapısuyu ) mahallesine giden yol buradan baÅŸlamaktadır.

Kuzey-doÄŸu ÅŸehir duvarından ayrılan çapraz ÅŸeklindeki duvar ÅŸehrin içine doÄŸru kıvrılmış ve orada kesilmiÅŸtir. Åžehir duvarı batıdaki suya kadar gelir, öbür uçtan devam edip limana kadar ulaşır ve orada son bulur. Bu liman ÅŸimdi Minat el- Atiga (eski liman) ve Minat el-Cedide (yeni liman) denilen yerden dış limana açılır. Kanal kuzeyde kalenin duvarları, güneyde liman duvarlarıyla korunmuÅŸtur. BoÄŸazın denize açılan yerinde iki bekçi evi yapılmıştır. Güneydeki bekçi evi kalenin içinde 3x12 metre büyüklüÄŸünde bir oda ÅŸeklindedir. Limanın doÄŸu tarafındaki eski liman, duvar izleriyle tespit edilmiÅŸtir. Limandan denize bir kanalın gittiÄŸi, kanalın etrafındaki sıra kulelerle tespit edilmiÅŸtir. Dış binanın geniÅŸliÄŸi 130-140 metre olarak saptanmıştır. Güneydeki iskele 100 metre uzunlukta 9 metre geniÅŸlikte olup yapısını kısmen koruyabilmiÅŸtir.